İnsanoğlu
çok eski çağlardan beri doğaüstü olana ilgi göstermiş, kendini tüm insan ırkı
içerisinde yalnız hissetmiş ve tanrı veya tanrılara sığınma ihtiyacı duymuştur.
İnsan
bir varlık arayışı içerisindedir. Bu arayış geçmişten günümüze değin
gelmektedir. Bu arayış neticesinde varlıklarını anlamlandıracak çeşitli somut
ve soyut olgulardan yararlanarak kabul ettikleri değerler doğrultusunda birçok
inanç sistemi geliştirmişlerdir. Bunlar arasında metaya, canlıya, doğaya veya 5
duyu ile tesbit edilemeyen (akıl ve hissiyat ile buldukları)
yaratıcı-yaratıcıların varlığına inanmak en temel olanlarıdır.
İnsan
mutlak yok olmayı kabul etmemektedir. Birçok dinin temasında varlığın bir
şekilde biçim, form, boyut değiştirererk devamı inancı vardır. Yaratıcının
olmadığnı kabul eden bireylerde bile bir şekilde varlığın enerji olarak devam
ettiği düşüncesi vardır. Bu dürtü tüm insanlarda mevcuttur. Bu da insanın
varlık arayışının bir başka yönüdür ve dine yönelten bir özelliğidir.
Din,
genellikle doğaüstü, kutsal ve ahlaki öğeler taşıyan, çeşitli ayin, uygulama,
değer ve kurumlara sahip inançlar bütününe verilen isimdir. Zaman zaman inanç
sözcüğünün yerine kullanıldığı gibi, bazen de inanç sözcüğü din sözcüğünün
yerinde kullanılır. Din tarihine bakıldığında, birçok farklı kültür, topluluk
ve bireyde din kavramının farklı biçimlere sahip olduğu görülür.
Dinin
Zaralı etkilerini ise kısaca özet geçersek şöyle diyebiliriz.:
Din
korkuyla beslenir. İnsanı itaatkar bir koyun yapar. Cehennem korkusu, cin ve
şeytan korkusu, çarpılma, cezalandırma korkusu, ve daha nice korkular dinler
yolu ile insana empoze edilen, insan hayatını korkularla ve emirlerle
kısıtlayan, özgürlüğünü elinden alan, onu sorgulamaktan aciz yapan,
yeryüzündeki efendilere ve göktedki Tanrıya itaatkar yapan şeylerdir.
Sonuç olarak ise şunu söyleyebiliriz.. Eğer illaki bir
din deniyorsa o dinin ilkelerini siz kendiniz bulmalısınız.. Bulduğunuz ilke
size bir duruş, bir kimlik ve bir kişilik kazandırsın.. Bu sizi size verecek ve
nitelik sahibi insan yapacak, ve size cennetinizi verecektir..
Nitelik sahibi insan ise; toplumsal düşünce sistemi içinde kendi yerini alan,toplumsal olaylara
karşı sorumluluk duygusu olan,olaylar karşısında analiz yapan,onları
sentezleyerek çözüm önerileri sunan kişidir.Sorunun değil çözümün bir parçası
olandır.Kendini güncelleyen yeniliklere açık,ileriyi görebilen
kişidir.Bilgisini becerisini paylaşan,başkalarının da yararlanabileceği bir
nüve olarak sunabilendir.Eleştirel düşünce sistemi içinde yer alırken
özeleştiri de yapmasını bilen kişidir.Empati kurabilen kişidir.Düşünce ve
davranış sistemi içinde toplumsal sorunları öne çıkaran,çözüm önerileri
sunan,bunu yaparken de başkalarının düşünce ve davranışlarına da hoşgörüyle
yaklaşan kişidir.
İŞTE ASRİNİZM :NİTELİKLİ İNSAN OLMA BECERİSİDİR

Dinin cezalandırma,korkutucu ve ürkütücü yanları mı,yoksa ödullendirici yanı mı cok daha fazla.Araştirmanızi tavsiye ediyorum.
YanıtlaSilBurada yazilan cok konuya cevap verebilirim.Oturup konusmak gerek.
YanıtlaSilDinin cezalandırma,korkutucu ve ürkütücü yanları mı,yoksa ödullendirici yanı mı cok daha fazla.Araştirmanızi tavsiye ediyorum.
YanıtlaSil