BERTRAND RUSSELL: AGNOSTİK NEDİR?
Ünlü agnostik felsefeci
Bertrand Russell'ın bir dizi soruyu cevaplandırdığı, orijinal ismiyle "What is
an Agnostic?" başlıklı bu
makale, Amerikan LOOK dergisinin 3 Kasım
1953 tarihli sayısında yer
almıştır. Yazının bazı bölümleri, agnostisizmden ziyade Russell'ın kişisel
görüşlerini yansıtmakla birlikte, genel olarak okuyuculara yararlı olabilir
düşüncesiyle burada tüm makaleye yer veriyoruz.
Agnostik nedir?
Bir agnostik, Tanrı ve
dünya ötesi yaşam hakkında doğruyu bilmenin imkansız olduğunu düşünür. Asla
bilinemez denmese de, şu anda yaşadığımız zamanda bilinemez.
Agnostikler ateist midir?
Hayır. Bir ateistin görüşü,
bir teistin görüşü ile benzer biçimdedir. Bir Hıristiyan, Tanrının varlığını
bilebileceğimizi düşünür, bir Ateist de Tanrının yokluğunu bilebileceğimizi
düşünür. Agnostik ise bu konuda kesin bir yargıya varılması için uygun zemin
bulunmadığını söyler. Ancak aynı zamanda bir Agnostik, Tanrının varlığının -imkansız
değilse bile- neredeyse olasılıksız olduğunu, bu nedenle de dini uygulamalar
yapmaya değmez olduğunu düşünebilir. Bu açıdan, ateizmden uzak sayılmaz.
Agnostiğin yaklaşımı,
dikkatli bir filozofun antik yunan tanrılarına yaklaşımı gibi olabilir. Eğer
benden, Zeus, Poseidon, Hera ve tüm diğer Olimpos ahalisinin varolmadığını
kanıtlamam istenseydi, kesin kanıtlar ararken sonuçsuz kalırdım. Ama bir
agnostik Hıristiyan tanrısının da, Olimpos tanrıları kadar olasılıksız olduğunu
düşünülebilir, ve bu konuya yaklaşımı açısından -pratikte- ateistlerle birdir.
Tanrı'nın emirlerini tanımadığınıza göre, davranışlarınıza
rehberlik etmesi üzere hangi otoriteyi tanıyorsunuz?
Bir agnostik, dindar
insanların tanıdığı anlamda herhangi bir otoriteyi tanımaz. İnsanın kendi
yolunu düşünerek ve sorgulayarak çizmesi gerektiğini düşünür. Elbette, diğer
insanların aklından ve bilgisinden de yararlanır. Ancak kime danışacağını
kendisi seçer. Tanrının emirleri denilen olgular değişkendir. Örneğin İncilin
bir bölümünde, dul bir kadının eski eşinin kardeşiyle evlenemeyeceği yazar.
Başka bir bölümünde ise evlenmek zorunda olduğu yazar. Tanrının emirlerini
"tanımak" bazen imkansız olabilir.
Neyin iyi neyin kötü olduğunu nasıl biliyorsunuz? Agnostik için
günah nedir?
Agnostik, iyi ve kötü
hakkında bir Hıristiyan kadar katı değildir. Örneğin geçmişte dindarların
inandığı gibi, dini konularda yönetimle ters düşenlerin cezalandırılması ve
öldürülmesini onaylamaz. İşkenceye ve yargısız infaza karşıdır.
Günah kavramı kullanışlı değildir.
Elbette davranışlar istenenler ve istenmeyenler olarak ikiye ayrılabilir. Bu
nedenle de istenmeyen davranışlara caydırıcı ve iyileştirici cezalar verilmesi
gerekebilir. Ancak buradaki anlayış, suçlu bulunan kişiye kin tutulması ve ona
acı çektirilmesi değildir. Bu yanlış inanış, insanların, Cehennemin varlığını
kabullenmek istemelerini sağlamaktadır. Günah kavramının zararı buradadır.
Agnostik canı ne isterse yapan mıdır?
Bir açıdan bakılınca,
Hayır; başkan bir açıdan bakılırsa, zaten herkes canı ne isterse
yapabilmektedir. Örneğin birinden öldürecek kadar nefret ediyorsunuz. Neden
öldürmezsiniz? Dinen günah olduğu için mi? Ancak ortada bir istatistiki gerçek
var ki, agnostikler diğer insanlara oranla cinayete daha fazla eğilimli
değiller! Hatta daha bile azdır. Agnostikler de, diğer insanları cinayetten
alıkoyan ortak korkulara sahipler. Bunların başında da yasal cezalandırma
korkusu var. Yasaları bir kenara koyarsak, suçun ortaya çıkması durumunda,
diğer insanların nefret ettiği dışlanan bir birey olarak yalnızlaşma var.
Ayrıca vicdan ve sağduyu denilen bir olgu var. Öldürdüğünüz kişinin son
saniyelerinin ve cesedinin, zihninizden silinmeyecek kötü hatıraları var. Bu
gerekçeleri sayarken elbette yasaların olduğu bir toplu yaşamdan bahsediyoruz. Seküler
açıdan da, her istenenin yapılmadığı, kurallı bir toplum yaratmak ve korumak
gereklidir.
Öte yandan, dediğim gibi,
her insan arzu ettiği biçimde yaşar. Her aklına geleni o anda yapana budala
denir; bizi istediğimiz bir şeyi yapmaktan alıkoyan, esasen başka bir şeyi daha
fazla arzulamamızdır. Örneğin, topluma ters gelecek bir davranışta bulunmak
isteyen kişi, bunu gerçekleştirmez, çünkü arkadaşlarının, ailesinin ve toplumun
saygısını kazanmayı daha fazla istemektedir. Toplumun tepkisini umursamayan
biri içinse, bu alandaki soyut ahlaki (dini) kurallar tek başına yeterince
yönlendirici olmayacaktır.
Agnostiğin İncil'e bakışı nasıldır?
İncilde ilahi bir kaynak
yoktur; tarihi bir efsanedir. Agnostik açısından bu gibi ahlaki öğretilerin
bazı bölümleri iyi olabilir, ancak bazen de çok bozuktur. İncilden bazı
alıntılarla, örneğin, savaş esnasında Samuel Saul'a sadece düşmanı değil,
onların koyunlarını ve sığırlarını da öldürmesini emretmiştir. Saul ise
hayvanları öldürmemiştir. Bu nedenle onu kötülememiz ve kınamamız bekleniyor.
Veya, Elisha'nın kendisine gülen çocuklarını lanetlemesini, Tanrının da
çocukları bu nedenle öldürmek üzere iki ayı göndermesini takdirle karşılamamız
bekleniyor.
Agnostiğin Meryem Ana, İsa ve Kutsal Ruh'a bakışı
nasıldır?
Agnostik Tanrıya inanmadığı
için, İsa'nın tanrı olduğuna inanması da beklenemez. Agnostikler, İsa'nın
ahlaki öğretilerine saygı duyarlar, ama bu saygı bazı diğer inanılan öğretilere
olan saygıdan daha fazla değildir. Örneğin bazı insanlar, Buddha, Socrates ve
hatta Abraham Lincoln'ü, İsa kadar yüksek seviyede benimseyebilirler. Agnostik
açıdan tüm bu kişilerin öğretileri tartışmaya açıktır ve hiçbiri değişmez doğru
değildir.
Meryem ve bakire doğum
öğretisi, esasen pagan mitolojisinden alıntıdır ki orada bakire doğumlara çok
rastlanır. Bu nedenle, pagan öğretileri gibi, İsa'nın öğretilerinin de
güvenilirliği ve inanılırlığı yoktur.
Bir agnostik, Hıristiyan olabilir mi?
Hıristiyan kelimesi farklı
zamanlarda farklı anlamlara gelebilir. Yüzyıllardır, Hıristiyan, Tanrıya inanan
ve İsa'nın tanrı olduğuna inanan kişidir. Ancak Unitarian'lar da (Üniteryanizm:
Teslis/Kutsal Üçleme'yi reddeden inanç) kendilerine
Hıristiyan diyorlar. Bugünlerde pek çok kişinin Tanrı anlayışı geçmiş
dönemlerde olduğu kadar kesin değil. Pek çok insan için Tanrı bir kişi veya bir
üçleme değil, belirsiz bir güç.
Geçenlerde bir kitabımda,
dünyada "sevgi, Hıristiyan sevgisi ve merhamet" ihtiyacı olduğunu
belirtmiştim. Bu nedenle bazıları benim dini düşüncelerimin değiştiğini
zannettiler. Oysa, aynı yerde şunu belirtebilirdim. Hıristiyan derken,
komşusunu seven, merhamet sahibi, dünyadaki acımasızlıkların ve kötülüklerin
bitmesini isteyen kişiden bahsediyorsak, o durumda bana da Hıristiyan
diyebilirsiniz. Hatta bu açıdan, Agnostikler içerisinde, Ortodoks'lardan daha
fazla gerçek Hıristiyan bulabilirsiniz! Ama, bana göre, bu tanımlama doğru
olmaz. Diğer itirazlar bir yana, bu niteliklere sahip kişilere Hıristiyan
demek, Yahudilere, Budistlere, Müslümanlara ve diğer dinlerden kişilere karşı
hata olur. Tarih göstermektedir ki, diğer dinlerin öğretilerinde de, en az
Hıristiyanlık kadar benzer ahlaki değerler bulunmaktadır.
Zaten Hıristiyan Tanrısının
varlığına ve ölümsüzlüğe inanmak Hıristiyanlığın temelidir. Bu sebeple, bir
Agnostik, Hıristiyan olamaz ve ben de kendime Hıritiyan diyemem. Ama bunun
dışında, Hıristiyanlığı saf bir ahlak sistemi olarak kullanırsak, o zaman bir
Agnostik, Hıristiyan da olabilir.
Agnostik, insanın ruhu olduğunu rededer mi?
Bu sorunun kesin bir anlam
kazanması için, Ruh'un ne olduğunu tanımlamamız gerekir. Buradaki anlamı,
sanırım, insan hayatı boyunca (içinde) bulunan, ölümden sonra da sonsuza dek varolan bir
tinsel, doğa üstü şey. Bu anlamıyla bir agnostiğin, insanın ruhu olduğuna
inanması pek muhtemel değildir. Öte yandan, bu Agnostiğin materyalist olmak
zorunda olduğu anlamına gelmez. Benim açımdan, ruh gibi, bedenin durumu da
şüphelidir, ama bu şüphe metafiziğin karmaşık alanlarına giren uzun bir
hikayedir. Demeliyim ki, ruh ve beden, kesin varlıkları tanımlamaktan ziyade,
kullandığımız sembollerdir.
Agnostik ölüm sonrası yaşam, Cennet ve Cehenneme inanır mı?
İnsanların, ölümden
kurtulabildiği sorusunun cevabını bulmak için hangi kanıtlara bakılacağı
önemlidir. Fiziksel araştırmalar ile dinsel inançlar bu soruya farklı cevaplar
vermektedir. Bir agnostik, ölüm sonrası hakkında bilgi sahibi olmak için
kanıtlara bakmalıdır, ve bence ölümden kaçılabileceğine inanmak için şu anda
herhangi bir kanıt yoktur. Ama yeni kanıtlara açığım.
Cennet ve Cehennem ise
farklı bir konudur. Cehennem inancında, cezalandırmanın, caydırıcılık için
değil, kin güdülerek yapılmasının iyi bir şey olduğu inancı vardır. Buna
agnostiklerin inanacağını zannetmiyorum. Cennet için de, dini açıdan ikna edici
tasvirler yapılsa da, agnostiklerin bunlara itibar edeceğini sanmıyorum.
Tanrıyı reddettiğiniz için cezalandırılmaktan hiç korkmuyor
musunuz?
Neredeyse hiç. Ben zaten
Zeus'u, Jupiter'i, Odin ve Brahma'yı da reddediyorum, ve bunlar bende hiç
huzursuzluk yaratmıyor. İnsanlığın çoğunluğunun Tanrıya inanmadığını görüyorum
ve karşılığında hiçbir ceza almıyorlar. Bir tanrı olsaydı da, bence, kendi
varlığını sorgulayanlardan rahatsız olacak gibi bir kibir sahibi olmazdı.
Agnostikler doğadaki güzelliği ve uyumu nasıl açıklar?
Şu, doğada bulunan
"güzellik" ve "uyum" nerededir bir türlü anlayamadım.
Hayvanlar dünyasında, hayvanlar birbirlerini acımasızca öldürürler. Çoğu ya
vahşice ölür ya da açlıktan ölür. Kendi adıma, örneğin bir bağırsak
solucanında, herhangi bir güzellik veya uyum göremiyorum. Bu solucanın
insanlara ceza olarak gönderildiği söylenmesin, zira hayvanlarda daha yaygın.
Veya, gökyüzündeki yıldızları ele alalım. Bilinmesi gerekir ki yıldızlar
patlarken etraflarındaki şeylere de zarar verir ve yokederler. Bu açıdan neyin
"güzel" olduğu bakan kişiye bağlıdır.
Agnostikler dini mucizeleri ve Tanrının sınırsız gücünü nasıl
açıklar?
Agnostikler, ortada doğa
kanunlarını aykırı herhangi bir mucize kalıntısı veya kanıtı olduğunu
düşünmezler. Bazı hastalıkların, hastayı geçeceğine inandırarak iyileştiğini
biliyoruz ve bu bir mucize değil. Bu açıdan, hastanın güvendiği ve inandığı bir
doktor da onu iyileştirebilir. Güneşi yerinden oynatmak gibi diğer mucizler ise
tamamen efsanedir ve az veya çok tüm dinlerde bu hikayeleri bulabilirsiniz.
İncildeki bu iddialara değer vermek ile Homeros'un antik yunan tanrılarının
mucizelerini ciddiye almak arasında bir fark yoktur.
Dinin karşı çıktığı alçaklıklar ve zalimlikler vardır. Dini
prensipler terkedilirse, insanlık kendini yok etmez mi?
Evet, tarihte alçaklıklar
ve zalimlikler vardır, ama ben bunların hiç din tarafından engellendiğini
görmedim. Aksine, bunları kutsallaştıran ve insanların pişmanlık duymadan
bunlara katılmasını sağlar din. Zulüm ve eziyet, Hıristiyan dünyasında çok sık
görülür. Bunu haklı gösteren de dogmatik inançlardır. Şefkat ve tolerans, ancak
dogmaların yıkıldığı ölçüde vardır. Günümüzde (1953), yeni bir dogmatik din, Komünizm, ortaya çıktı.
Agnostik, bunun da dogmalaştırılmasına karşıdır. Bugün, komünizm içindeki
zulüm, geçmiş yüzyıllardaki Hıristiyanlık zulmünden farksızdır. Eğer bugün,
Hıristiyanlık daha ılımlı bir hale geldiyse, özgürce düşünenler sayesindedir. Böyle
olmasaydı, bugün hala kafirlerin yakılmasının mazur görüldüğü bir dünyada
yaşardık. İnsanlık geçmişini tarafsızca inceleyen herkes, dinlerin
engellediklerinden daha fazla acıya sebep oldukları sonucuna varacaktır.
Agnostikler
için hayatın anlamı nedir?
Başka bir soruya cevap
vermek istiyorum: Hayatın anlamının anlamı nedir? Sanırım burada bahsedilen bir tür
genel amaç. Bence, hayatın bir tür genel amacı yok. Sadece yaşanıyor. Birey
olarak insanların amaçları var ve bu amaçları terketmek için agnostisizm bir
gerekçe değil. Bu amaca ulaşılacağı kesin olmayabilir, ama bir askerin zafer
kesinleşmeden savaşmayacağını düşünmek saçma olur. Kendi amaçlarını
cesaretlendirmek için dine ihtiyacı olan insan korkaktır.
Dini reddetmek, evliliği reddetmek ve zinaya yönelmek midir?
Burada tekrar, başka bir
soruya bakmamız lazım. Evliliği savunan kişi, dünyadaki mutluluğu mu savunuyor,
yoksa evliliği sadece cennete gitmek için mi istiyor? Cennete gitmek için
isteyen kişi, elbette agnostisizmde böyle olgular bulunmadığı
için, agnostisizmi erdemsizlikle suçlayacaktır. Ama onun erdem dediği şey,
aslında cennet hayalleriyle dünyadaki mutluluğa vurulan darbedir.
İlk önermeyi savunan,
evliliği dünyevi argümanlar ile destekleyen kişi ise bu anlayışın agnostikler
tarafından da benimsenebileceğini düşünmelidir. Agnostiklerin cinsel ahlak
konusunda kısıtlı ve sınırlı görüşleri yoktur. Ama çoğunun görüşü, kontrolsüz
ve ölçüsüz cinsel isteğe göz yummanın doğru olmadığı biçimindedir. Elbette bu
görüşe, sözde kutsal emirlerden değil, dünya ile ilgili akıl yürüterek
ulaşırlar.
Sadece akıl yürütmeye inanmak tehlikeli değil midir? İnsan aklı,
kutsal emirler olmadan yetersiz ve noksan değil midir?
Aklı başında hiçkimse, ve
tabi bir agnostik, akıl yürütmeye "inanmaz". Akıl yürütme süreci,
gözlemlenen olguların toplanıp değerlendirilmesidir. Tanrının varlığı ve dünya
ötesi yaşam hakkında düşünürken de, yakında ay tutulması olup olmayacağını
düşünürken de aynı mantık güdülür.
Tüm dinlere, batıl inanç ve dogma olarak mı bakıyorsunuz? Mevcut
dinlerden hangilerine saygı duyarsınız ve neden?
Büyük nüfuslara etki eden
tüm dinlerde az yada çok dogma vardır ama "din" kelimesinin anlamı
çok net değildir. Örneğin Konfüçyanizm, bir din olarak değerlendirebilir ama
dogma içermez. Hıristiyanlığın liberal yorumlarında da dogma oranı çok
düşüktür. Tarhiteki dinler arasında Budizmi tercih ederim, çünkü zulüm ve
eziyete en az yer veren dindir.
Agnostisizm gibi Komünizm de dine karşıdır, Agnostikler Komünist
midir?
Komünizm dine karşı
değildir. Hıristiyanlığa karşıdır, ama İslam da Hıristiyanlığa karşıdır.
Komünizm, en azından Sovyet yönetim tarafındna savunulduğu haliyle şiddet
içeren yeni bir dogmatik sistemdir. Buna da elbette Agnostikler karşı
duracaktır.
Agnostiklere göre din ve bilim barışamaz mı?
Bu sorunun cevabı neyin
"din" olduğuna bağlıdır. Bir etikler sistemi olarak bilimsel açıdan
kabul görebilir. Ama eğer dogmalar ve sorgulanamaz gerçeklerden bahsediyorsak,
o durumda bilimle uyuşması mümkün değildir.
Sizi tanrının varlığına nasıl bir kanıt ikna edebilir?
Belki, önümüzdeki 24 saatte
olacak herşeyi bir ses bana gökten söylese, hiç olmayacak olaylar da dahil
olmak üzere hepsi gerçekleşse, o zaman en azından insanüstü bir zekanın
varlığına ikna olurum. Buna benzer başka örnekler de verebilirim, ama bugüne
kadar böyle birşeyin olduğuna dair hiçbir kanıt yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder