İlk
zamanlardan bu yana hep varlığa bir sunuş getirilmiş, ve getirilen sunuşlarda
kendi varlıkları dahilinde ifadesini bulmuştur.. Mitolojiden, felsefeye,
bilimden dine kadar her alanda varlığın kaynağı sorulmuş, her alanda kendine
özgü ifadeleri de yer almıştır..
Felsefeden
örnek verilecek olursa örneğin Thales ilk olan her şeyin SU olduğunu
düşünmektedir.. Tüm varlıklar SU..dan meydana gelmiş ve yine ona dönecektir..
Bugün bilime
bakıp doğa sonuçlarını incelediğimizde, doğada bilinen 92 tane element vardır..
Her maddenin yapıtaşı da atomdur. Şu an bilinen gerçeklere göre ifade edersek
varlığı; her şey atomdan ve atom altı parçacıklarından oluşmuştur. Tüm maddenin
yönetimi bu atomlardaki enerjiyle alakalıdır. Tüm maddelerdeki değişimler ve
yeni maddeler oluşması yine bu atomların eseridir. Her gün yemek tuzu olarak
kullanılan tuz sodyum ve klorun bileşimidir. Oysa birleşmeden önce sodyum
patlayıcı, klor zehirleyici gazdır.. Ve oluşan tuz ise tamamen ikisinden farklı
bir özellikte meydana gelen madde.. İşte atomların esrarları çöz çöz bitmez.
Ben atomların bu özelliğinden faydalanarak varlığa bir anlam giydirmek
istiyorum kendimce..
İlk olan
madde kendini ayrıştırdığında zamanla bir enerji dalgaları ve enerji
dalgalarının oluşturduğu manyetik, nükleer gibi çekimsel kuvvetlerin eşliğinde
nesneler oluşur. Her bir nesne kendini oluşturan özelliklerini taşırken,
kendisiyle alakalı olanları da kendi sınıfına dahil ederek yeni bir kategori
sınıfı oluşturur. Her kategori sınıfının belli görevleri vardır ve bu görevler
dahilinde hizmet ederler. Kısaca nesneler ve biz bir anlam kazanırız..
Bütün
bunlar bir yana dursun bir de bunlara anlam kazandıran zamandan bağımsız zihin
vardır. Zihnin, bir tür elementin parçalanması, yada birleşmesi sonucu oluşan
bir enerji boyutu olduğunu düşünüyorum..Bu tür zihin de ifadesini insanda
bulur..
Zihnin
yaratacağı olumlu olumsuz enerji dalgaları olacaktır ki haliyle kendisi yalnız
değildir. Başka enerjilerle kaos içindedir. Ve bu bir varlık savaşıdır..
Ve zihin
kendisini tanımlama ve kendisine anlam vermekle yükümlüdür. Doğadaki maddesel varlığının bitiminde
elementlerinle birlikte doğaya karışacak,..ve yine yeniden bir süreçle bu böyle
devam edecektir.
Herkes
yolunu yordamını alıp kendine şekil verdikten sonra ve doğanın hayatında yediği
epey kazıklardan sonra ilk olana dönülecektir..FARKINDAMISINIZ…J
Yazan:
Asrin Şahin
atomun alt parçaları quarklar var olup yok olan hiçlikten gelip hiçliğe giden parçalarsa bunlara varlık denilebilir mi? Maddenin temeli bu şekilde ise maddeye varlık denilebilir mi? sürekliliği sağlayan nedir?
YanıtlaSilÖnce bunu Kalbin çalışma stiline benzeterek cevaplayabilirim..Kalp te zigzaglar şeklinde çalışmasını sürdürür ki eğer olmasa böyle bir zigzaglar kalp durur ve hayat yok olur.. Varlık kendisinin karşıtı olan HİÇ lik ile bir bütündür.. Ne tek başına HİÇ ne de Tek başına bir VARLIK olamaz. Biri diğerinin tamamlayıcısıdır ve dalgalar şeklinde hareket eder. Bu ise bir SÜREKLİLİĞİ sağlayan DÖNGÜLER şeklindedir. Atomun iç yapısına baktığımızda elektronlar da sürekli dönmektedir ki dönmese Atomun kendisi oluşmaz..Bir de makro doğaya bakalım..Burda da gördüğümüz gibi yine su çevrimi azot çevrimi gibi döngülerle karşılaşırız. Olmasaydı ne olurdu?
Sil