EVRİM; DOĞANIN DİALEKTİĞİNE GÖRE ISPATI
İlk önce dialektiğin her şey birbirine bağlı olan ilkesinden
yola çıkalım. Doğa birbirinden kopuk, tek başına ve birbirinden bağımsız ayrı
ayrı nesnelerin ve imgelerin rastgele imgelerin bir araya toplanmış bir yığın
olarak değil, nesnelerin ve imgelerin organik olarak birbirlerine bağlı
bulundukları, birbirine bağımlı oldukları ve karşılıklı olarak birbirlerini
koşullandırdıkları ilişkilere bir bütün olarak bakar. Bir fotosentez olayı tek başına gerçekleşen
bir olay değildir. Bu bitkinin ortamla olan ilişkisidir.. Evrimde de canlı
organizma bulunduğu ortam sonucunda oluşa gelmektedir. Tek başına ve nedensiz
bir canlının varlığı düşünülemez.
Dialektiğin ikinci yasasında değişebilirlik ilkesi söz
konusudur. Örneğin su maddesini ele alalım. su 100 derecede kaynadıktan sonra
gaz haline geçer. Demek ki suyun gaz haline geçme koşulu belirli bir atmosferde
100 dereceye ulaştıktan sonra mümkün olmaktadır..
Dialektiğin üçüncü yasasında nitelik ve nicelik söz
konusudur. Yine su.. dan örnek verelim. Su bir moleküldür. Kendisi hidrojen
atomlarından oluşmaktadır. Bunu belirli bir enerjide elementlerine
ayrıştırabiliriz.. Çıkan elementler asla su değildir artık. Nitelik
değişmiştir. Su söndürücü bir özellik taşırken oksijen yanıcı bir gazdır. Buradaki
nicelik ise verilen enerji miktarının sayısıdır.
Dialektiği kabaca bu şekilde ele aldıktan sonra canlı
organizma üzerinde düşünelim.. İlk önce evren bir patlama olarak açığa
çıkmıştır. Evrenin patlamasında da gerekli etkenler söz konusudur..Ortaya çıkan
nesneler kendilerinde bulunanlardan biri diğerine etkiyerek bir sistem
oluşturur. Ve bir doğa yasası hazırlığı başlar. Gelelim şimdi ilk hücrenin
oluşumuna.. Bunu en genel tanımı ile açıklarsak hücrenin oluşabilirliği yine
belirli bir yasa çerçevesinde gerçekleşir. Bulunduğu koşulda hangi yasa
geçerliyse o yasaya göre oluşur. Örnek verelim bir herhangi meyve ağacının
meyve verme özelliği onun hangi toprakta daha verimli hangi iklim gerekli vs
gibi etkenler söz konusudur ki bu etkenlerini bulduğu an meyve verecektir.
Uygun mevsim, sıcaklık vs koşullar ağacın meyve verme koşulunu oluşturur. İşte hücre de gerekli koşulu bulduktan sonra
kendisini oluşturacaktır. Meydana gelen yeni koşullar hücrede yeni
değişiklikler meydana getirecektir ve etkisinde bulunduğu Nicelik vs etkenlerle yeni türler açığa çıkacaktır.
Bunu yine şuna benzetebiliriz.. Örneğin hidrojen ve oksijen belirli bir koşulda
suyu oluşturması gibi..
Oluşan türler aşama aşama gerçekleşir ki tüm koşullar aynı
anda birden sunulmaz. Evrende ki her bir değişim yeni bir değişime sebebiyet
vermektedir.
Sonuç olarak EVRİM burada açık ve beyan bir şekilde
kendisini göstermektedir. Bugünkü
durumumuzu da evrim açısından değerlendirmeye alacak olursak yine evrenin aşama
kaydetmesi değişmesi gerekmektedir ki yeni bir tür daha çıksın. Ya da ortaya
insandan da öte bir canlı organizma oluşsun..
Bunun üzerine çeşitli yorumlar getirilebilinir. Örneğin su belirli bir sıcaklıkta gaz haline
belirli bir enerjide elementlerine dönüşebiliyorsa EVREN geçen süre de kaydettiği potansiyel
enerji sonucu başka bir faza yada başka bir kimliğe neden geçmesin?!!!!
Canlı organizmanın evrimleşmesi bir yana, evrenin kendisinin
de bir bütün olarak evrim geçireceği aşikar..
ASRIN ŞAHİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder